Yazan : Şadi Evren ŞEKER
Bu yazının amacı, literatürde ‘Laissez Innover ‘ olarak geçen kavramı açıklamaktır. Aslı itibariyle Fransızcadaki ‘Laissez Faire’ kavramından gelmektedir ve ‘Laissez-Faire’ ise ‘bırakınız yapsınlar’ anlamında liberal söylemin bir sloganıdır. Kapitalist dünyanın da benimsediği bu ‘bırakınız yapsınlar’ ifadesini ‘Laissez-Innover’ yani ‘bırakınız keşfetsinler’ veya ‘bırakınız yenilesinler’ şeklinde çevirebiliriz.
Buradaki söylem, günümüzde önemi hızla artan yenilikçilik (innovation) konusunun liberal bir şekilde ele alınmasıdır ve hemen her anlamda her birey ve her organizasyonun yeniliği özgürce (liberal) geliştirmesi için teşvik edilmesini hedefler.
Aslında terim geldiği kök itibariyle de düşünce ve politik bir köken taşımaktadır. Yani, bugünkü yenilikçilik (innovation) çalışmaları yaklaşık yüzyıl öncesinin kapitalist çalışmaları olarak yorumlanabilir. Ayrıca günümüz yenilik çalışmalarının en önemli paydaşı olarak toplumu görmek mümkündür.
Terimin içerdiği çelişik bir durum ise, bazı araştırmacıların, yenilikçilik çalışmalarını belirli bir disipline bağlamasıdır. Örneğin yenilik ihtiyacı ve yenilik motivasyonunu eğitim seviyesine bağlamak ve eğitimi de belirli bir disipline bağlamak mümkün görülür ise, ‘bırakınız’ diye başlayan ve özgürlüğü temsil eden bir anlayışın aynı zamanda yenilikçi olabilmesi için eğitimli ve disiplinli olması gereği ortaya çıkmaktadır. Yani terimin anlamında, hem disiplinli hem de özgür olması gibi bir çelişki olduğu iddia edilebilir.
Dördüncü bir nokta ‘bırakınız yenilesinler’ yaklaşımının toplumda bir sınıf karmaşasına sebep olduğudur. Örneğin McDermott bu kavramın, sağ ve muhafazakar bir yaklaşım olduğunu savunur. Çünkü yenilik çalışmaları, toplumda kendi yönetim ve yenilik sahibi (sermaye yerine yeniliğin sahipliği, patent, fikir hakkı vs.) bir sınıf doğurur ve kendi çalışan ve yöneten sınıflarını doğurur.