Azalan Verim Kanunu (Law of Diminishing Returns)

Yazan : Şadi Evren ŞEKER

Özellikle üretim sistemlerinde, üretimin faktörlerinin artması ile faktörün sisteme yaptığı etkinin ve dolayısıyla faktörün artmasından elde edilen faydanın giderek azalması durumunu ifade eder. Örneğin bir iş yerinde çalışan sayısı arttıkça yeni gelen çalışanların sağlamış olduğu fayda azalmakta hatta belli bir sayıdan sonra çalışanlara iş bile verilemeyeceği için çalışanların boş kalması ve hatta boş kalan çalışanların iş yapanları bile rahatsız ederek eksi değerde etki yapacağı düşünülebilir.

Sayısal Örnek

Örneğin hasat döneminde bir buğday tarlasının hasat edilmesi için işçiler işe alınıyorlar. Bir işçi tarlayı 7 günde hasat ediyorken iki işçi 4 günde, üç işçi 3 günde, beş işçi ise iki günde hasat ediyor. Bu durumda hasat sürecine eklenen her yeni işçinin aslında toplam hasat süresini azaltırken kendisinin sisteme sağladığı fayda da (marjinal fayda) azalmaktadır. Azalma durumunun daya iyi anlaşılması için aşağıdaki gibi bir tablo hazırlanabilir:

İşçi sayısı Toplam Hasat Süresi Adam gün olarak hasat süresi Yeni işçinin katkısı (marjinal katkı)
1 7 7 7
2 4 8 3
3 3 9 1

Yukarıdaki tablodan görüldüğü üzere 7 günlük işi işçi sayısını arttırarak önce 3 gün daha sonra 1 gün daha kısaltmış oluyoruz, bu durumda işçi sayısı arttıkça sistemdeki faydası azalmaktadır ve aslında adam gün olarak bakıldığında harcanan emek artmaktadır.

Yönetim Bilişim Sistemleri açısından azalan verim kanunu

Azalan verim kanunu klasik ekonomi modellerine göre çıkarılmış ve doğru sonuçlara ulaşmaya yarayan bir yapıdadır. Bu yapının en önemli özelliği bir işin veya kaynağın daha fazla kişi tarafından paylaşılması ile sisteme katkının azalması üzerine kurulu olmasıdır. Buna karşılık Metcalfe Teorisi kişi sayısı arttıkça bir sistemdeki hareketliliğin ve dolayısıyla üretilen değerin de arttığını söylemektedir. Bilgi ekonomisi (knowledge economics) bu açıdan ele alındığında aslında sistemlerin daha fazla kişi tarafından paylaşıldıkça değerinin arttığı kuramı üzerine kuruludur [1]. Aslında iki kavram birbiri ile bir çelişki ifade etmez sadece bakış açılarının karışma ihtimaline binaen aradaki farkı açıklamaya çalışalım.

Bir sistemin kullanıcı sayısı o sistemin değerini belirleyen unsurlardan birisidir. Örneğin yukarıdaki sayısal örneği düşünecek olursak buradaki çalışan sayısı aslında işletmenin ölçeğini ve dolayısıyla değerini belirlemek için kullanılabilir. Buna karşılık işletmeye yeni gelen her kişi daha önceki kişilere göre daha az katkıda bulunur. Örneğin sosyal ağlarda facebook için 1.300.000.000 kullanıcıdan 1.300.000.001 kullanıcıya geçmesi için 1 kişinin eklenmesi ve bu yeni gelen bir kişinin sisteme etkisi ile facebook ilk kurulduğunda 1 kişilik kullanıcı sayısından iki kişiye çıkmasının sisteme etkisi arasında ciddi bir fark vardır. Buna karşılık 1.300.000.000 kişiye ulaştıktan sonra eklenen kişinin sistemde arkadaşlık kurabileceği kişiler, üye olabileceği gruplar düşünüldüğünde üye sayısının 1’den 2’ye çıkmasına göre çok daha yüksek oranda ilişki bulunmaktadır. Dolayısıyla aslında çok büyük bir sisteme yeni bir kişinin dahil olması sisteme katkı anlamında daha az katkı yaparken sistemin değerinin artması ve sistemdeki trafiğin artması anlamında daha fazla katkı yapar.

Kaynaklar

[1]Sadi Evren SEKER, Bilgi Ekonomisi (Knowledge Economics), YBS Ansiklopedi, v.1, is. 2, pp. 14-17

 

Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.